23.3.19

ÖNCE ERMENİLER GİTSİNLER BU ÜLKEDEN


Önce Ermeniler gitsin bu ülkeden...

Önce Ermeniler gitsin, İstanbul’u İstanbul yapan değerleriyle;

Dolmabahçe Sarayı’nı, Çırağan’ı, Kuleli’yi, Selimiye Kışlası’nı, Malta Köşkü’nü, Beyazıt Kulesi’ni, Dünyanın hayranlıkla bakakaldığı mimarilerini de alıp gitsinler.

Giderken Ermeniler, Güllü Agop’u, Ara Güler’i, Mıgırdıç Magrosyan’ı, Onno Tunç’u, Garo Mafyan’ı, Adile Naşit’i, Cem Karaca’yı da unutmasınlar.
İpek puşularını, Potinlerini, Nacarlarını, Vodistlerini, Çilingirlerini, Çömleklerini, Bakırlarını da alsınlar yanlarına Ermeniler. Topiği, Kuzu kapamayı, Çılbırı, Ciğer bohçasını da alsınlar…

Kürtler de gitsin Kilimlerini, keçelerini, İlmek ilmek dokudukları halılarını denk edip gitsinler. Yaşar Kemal’i, Ahmet Kaya’yı, Yılmaz Güney’i, Ahmed Arif’i, Aynur Doğan’ı sakın unutmasınlar.

Cigerxun’u, Ahmede Xani’yi, Mem u Zin’i, Balıklı Gölü, Aynzeliha’yı, Surları, burçları Deliloyu, Halayı, Çaçanayı, Şemameyi de yanlarına alsınlar.

Zazalar da gitsin “Homa zanu kafır kamu” diyerek. Süryaniler de terk etsinler bu toprakları Telkariyi, Basmayı, Nahit ustalarını, Dokumalarını, Dayr-ul Zaferan’ı da alsınlar yanlarına. Ha, Coşkun Sabah’ı da unutmasınlar!

Rumlar da gitsin Giderken cumbalı ahşap evlerini, Arnavut kaldırımlarını, Ve Selanik türkülerini, O güzelim Rum meyhanelerini, Rakılarını, mezelerini de alıp gitsinler Rumlar.

Bulgarlar da gitsin Şarkılarını, türkülerini “Ayletme Beni”yi, “Arda Boyları”nı, Akıtmalarını, Börek, çörek, bozalarını, Komik aksanlarını, Naim Süleymanoğlu’nu, Sabahattin Ali’yi unutmasınlar.

Çerkesler de terk etmeli bu toprakları Ama terk ederken Türkan Şoray’ı,
Nazım Hikmet’i, İsterlerse Çerkes Etem’i de götürsünler.
Lazlar; Fıkralarını, Takalarını, Horonu, Hamsiyi, Muhlamayı, Hatta Kazım Koyuncu’yu da götürsünler.

Romanlar toplasınlar sazlarını, darbukalarını, çadırlarını Alıp gitsinler Neşet Ertaş’ı, Adnan Şenses’i Engin hoşgörülerini, Hamam sefalarını… O mozaiğin bütün renkleri gitsin Kalsın siyah-beyaz.

O aşure kazanının bütün çeşitleri yok olsun Kaynasın o bulamaç. Kalın bir başınıza Bir dağ kadar sessiz Bir çöl kadar ıssız Bir bulut kadar ağlamaklı Bozkırın ortasında tek başına açan bir çiçek, Yapayalnız bir ağaç gibi…
Irkınız, Diliniz, Dininizle bir tek siz kalın.

Sonra birbirinizin yüzüne bakarak uzunn uzunnn “O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler.”

“O Kürdü, O Ermeni’yi dövmeyecektik” diyerek.

Servet GÜNAY (Alıntı )
20 Haziran 2017

10.3.19

RİZE İLİ VE NAHYELERİNİN, KÖYLERİN ESKİ İSİMLERİ.


KÖYLERİN ESKİ İSİMLERİ

Yıl 1913, Bir kararla değişen
Mahalle ve Köylerin eski ismini öğren,
Menfaatin icabı değişikliği yapan,
Ecdadını unutma istikbale bakarken.
Trabzon'un kazası, "Atına", " Vice", "Rize"
Bunları yazışımız garip gelmesin size,
Telaffuzu dahi zor asırlık karyeleri,
Yeni isimleriyle gerek var bilmemize.
Rize bir kaza idi, vardı üç nahiyesi,
Kura-ı seba idi ikizdere ilçesi,
Kalkandere bilinir "Karadere" namıyla,
Elzemdir Çayeli'nin "Mapavrı" bilinmesi.
"Viçe" oldu Fındıklı, "Atina" oldu Pazar,
Pazar'ın nahiyesi sadece tek Hemşin var,
Ardeşen bir beldeydi, Pazar'ın içersinde,
Çamlıhemşin beldeydi, büyüktü Hemşin kadar.
Yeni isim verilmiş karye olan her yere,
Önce sıra verelim mahalle ve köylere,
Sonradan ilçe olan Derepazarı gibi,
Önceden belde idi Güneysu, İyidere.
Bağdatlı, Portakallık biliniyordu "Haldoz",
Balsu'nun ismi "Canco", Değirmendere "Pindoz",
Pilavdağı, Kambursırt ikisiydı "iksenit",
Kaplıca "Büyük Samrı", Dağsu idi "Carıhoz".
Kavaklı'ydı "Kamenit", Çorapçılar "Sırahoz",
Paşakuyu "Kaluhten", Yağlıtaş "Kangalınoz",
"Kale, Müftü, Yeniköy" aynı adla anılır,
Şimdi Hamzabey olmuş "Humrik" ile "Ramanoz."
Atmeydanı "Vonit"'ti Çamlıbel'di "Haçenoz",
Pehlivan" Peripoli", Fener'in ismi "Hurtoz",
"Piriçelebi" ile "Eminettin" aynıdır,
Mermerdelen'in ismi bilinir "Kamaşinoz".
Tophane "Pabik" idi, Gülbahar'dı "Kuvaroz",
Ekmekçiler'in ismi bilinir "Arkılıkoz"
Reşadiye "Roşi"'ydı, İslampaşa'ydı "Humrik",
Camiönü "Arkotıl", Halatçılar "Filiboz".
Mahallelerden sonra Köylerden edelim söz,
Küçükköy "Küçük Samrı", Gölgeli idi "Setroz",
"Karasu, Karayemiş, Anbarlık" değişmemiş,
Kırklartepe "Kandava", Camidağı "Mağaloz".
Kasarcılar ismi "Salaruha Atyanoz",
Güneşli Köyü "Kapnes", Yemişlik "Serandenoz",
Üçkaya "Uma Tohlı", Ortapazar'dı "Uma",
Beştepe Köyü "Kofin", Kendirli idi "Ğoloz".
Köprülü Köyü "Fosa", Kokulukaya "Lıkoz",
Azaklıhoca "Sıkrık", Selimiye "Ğılıçoz",
Çiftekavak bilinir, "Ağalınoz-u İslam",
Bildircin Köyü "Hanis", Müderrisler "İvaroz".
"Sinekli" Düzköy,"Sağur","Kışlak" Küçükköy "Konyat",
Güzelköy Köyü "Harvel", Yolüstü Köyü "Tarkat",
Sütlüce Köyü "Aron", Pazarköy'dü "Mişona",
Pehlivantaşı Köyü eskidendi "Canbolat".
Soğukçeşme'ydi "Hohol", Taşköprü'ydü "Lestengoz",
Muğlalı "Mahanca"'ydı, Uzunköy Köyü "Rados",
Elmalı'ydı "Kaçaran", Kireçhane'ydi "Fatla",
Topkaya "Filargoz"'du, Alipaşa "Savalos".
Küçükçayır'dı "Andon", Taşlıdere "Askoroz",
Kömürcüler'di "Singaz", Üzümlü'ydü "Holitoz",
Zincirliköprü Köyü eskindendi "Kaçeran",
Muradiye "Ruspa"'ydı, Yiğitler di "Ahincoz".
Akarsu'yla Pekmezli biliniyordu "Ğutoz",
Kocatepe "A***a", Çiftekavak "Ağraloz",
Ketenli'ydi "Ayancos", Dağınıksu'ydu "Godri",
Gündoğdu-Hamidiye, ikisi "Mirakaloz".
Veliköy idi "Vela", Akpınar'dı "Kalamoz",
Söğütlü Köyü "Raşot", Balıkçılar "Hamalyoz",
"Aytonos Çıkara"'ydı Bozukkale'nin ismi,
Taşpınar "Concik" idi, Taşlık'tı "Kuzandonoz".
Adacami Köyüyle Yenicami "Kuriloz",
Taşcami'yle beraber Selamet Köyü "Kanboz",
"Gürgen" Köyünün ismi kayıtlarda aynıdır.
Tepecik "Vonit-i Rum", İslâhiye "Kasatoz".
Kiremitköy "Kalharaf", Dumankaya "Puluhoz",
Ulucami "Hazavit", Küçükcami'ydi "Veroz",
"Singaz" diye anılır Tepebaşı, Yeşilyurt,
Ortaköy, Kibledağı, ikisi birden "Setoz".
Şimdi Derepazarı, eski ismi "Filandoz",
Bahattinpaşa "Hama", Tersane "Mağalaroz",
Çeşmeköy idi "Muskas", Eriklimanı "Malpet",
Uzunkaya'ydı "Ruspa", Bürücek'ti "Akatoz",
Sandıktaş Köyü "Hancı", Yanıktaş'tı "Argaloz",
Kirazdağı Köyünün ismiydi "Şimadiyoz",
Maltepe'nin ismi "Hos", Çukurlu Köyü "Çaklı",
Çalışkanlar olmuştur eski "Lazkozderalkoz".
Çiftlik Köyü "Zavendik", Yaylacılar "Kalikoz",
Sariyer "Masen" idi, Taşhane'ydi "Salandoz",
Üstüpiler "Liparit", Subaşı'ydı "Kolica",
Fethiye "Aspet" idi, Hazar idi "Mashandoz".
Köşklü iki bölgeydi, "Lazlar" ile "Varatlar",
Kalecik "Mavrant" idi Sarayköy'dü "Çiklenar",
Denizgören Köyünün ismiydi "Ğuncivanoz",
Fıçıtaşı "Botrozkom", Çanakçeşme "Kaluklar".
"İnci" Köyünü aynen bildirmek uygun düşer,
Geçitli'ydi "Tavranoz", Dülgerli idi "Maşer",
Ormanlı Köyü "Patır", Çağlayan Köyü "Vandrı",
Yumurtatepe "Arev", Kuruköy idi "Çiller"
"Andıra" şimdi oldu Kayabaşı, Hurmalık,
Çayırlı Köyü "Silyan", Kızıltoprak'tı "Tonik"
Hüseyinhoca Köyü eskidendi "Suvarma",
Fındıklı "Apancene", Dilsizdağı "Taserik",
"Basalet" denen yerde, Aksu ve Tatlısu var,
"Kapnes" olmuş Dağdibi, "Tulon" olmuş Taşçılar,
"Toğli"nin yeni ismi Medrese Mahallesi,
Soğuksu "Andıra"ydı, Yolbaşı ise "Seftar".
"Kura-i Seba" dağlık, uzak kalır denize,
Güneyce idi "Varda", Rüzgârlı idi "Mize",
Kirazlık Köyü "Manle", Şimşirli Köyü "Komes",
Ilıca Köyü "Vane", Demirkapı "Homeze".
"Veliköy"'dü eskiden, Dereköy'le Yağcılar,
"Çohçer" bilinen yerde Sivrikaya, Çamlık var,
Gökyayla "Kabahor"'du Çağrankaya "Kafkame",
Cevizlik "Plakorum", aynıdır "Tulumpınar".
Dünyada balı ile "Anzer" meşhurdur, inan,
"Kapse" ihlamur ile ibaret Ayvalıktan,
Bakırköy "Kalyav" idi, Tozköy ise "Mahura",
Yerelma'ydı "Cevatoz", Meşeköy idi "Petran".
Yetimhoca Ortaköy, Başköy "Cimil"'e gider,
"Haya"'ydı Eskice ve Çataltepe olan yer,
Gürdere'ydi "Ethone", Diktaş Köyü "İksenit",
Ballıköy, Çiçekli Köy, Köseli Köyü "Anzer".
Çayeli "Mapavrı"'ydı, Rize'nin nahiyesi,
Aynı adları taşır "Yaka" ve "Sırt" Karyesi,
Gürgenli Köyü "Haytef", Çukurluhoca "Babik",
"Komika Zancel" olmuş Taşhane Mahallesi.
Değişen isimleri saymak gerekiyor tam,
Armutlu'ydu "Ahıyoz", Demirhısar'dı "Perkam",
Buzlupınar "Kominos", Çataldere "Hahunç"tu,
Büyükköy Leroz "Mervan", İncesu "Mağribudam".
Madenköy "Latom" idi, Yenipazar "Murseva",
Yanıkdağ idi "Havya", Caferpaşa "Canceva",
Ormanlık Köyü "Çutins", Uzundere "Berastan",
"Raşot"tu Karaağaç, Şairler'di "Maryeva".
Kaptanpaşa "Mesahor", Yeşiltepe'ydi "Tulnos",
Musadağı "Aprık"tı, Aşıklar'dı "Asrifos",
Eskipazar geçmişte bilinir "Halotena",
Yenice "Bilahor"du, İncesırt'ti "Aytoros".
Büyük Taşhane "Zancel", Sabuncular "Kuvaroz",
Limanköy'dü "Arkotil", Sefalıköy'du "Miloz",
Başköy "Hemşinbaş" idi, Haremtepe "Çaçeva",
Çataklıhoca Köyü bilinirdi "Kavalyoz".
Bunları öğrenmeye elbet gerekmez okul,
"Galata Kuvalyoz"'u git Yalı'da ara bul,
Sarısu "Musavrı"ydı, Beyazsu'da "Bodolya",
Yamaç Köyü "Çikaron", Kesmetaş idi "Mamul".
"Ardişen", Düz Mahalle, bağlıydı "Atına'ya",
"Ğere" Işıklı oldu, "Dutğe" dönmüş Tunca'ya,
"Ortaköy" aynı kalmış, "Zgami" Durakköy'e,
"Salınköy" Armağanköy, "Okurdile" Yayla'ya.
Yeniyol "Öce" idi, Akkaya "Pelergivat",
Cami Mahallesiyle Kahveciler'di "Sıyat",
Pirinçlik Köyü olmuş "Sıfat" bilinen karye,
Yamaçdere'ydi "Bakoz", Bayırcık'tı "Yanıvat".
"Cibistanı" Kavaklı, "Ağvan"dı Seslikaya,
"Zgami" ayrılıyor, "Ulya" ile "Suflaya",
Duygulu'ydu "Tolikçet", Elmalık'tı "Kuvancar",
"Mutafi" Gündoğan'a "Şangül"se Doğanay'a.
Pazar idi "Atına", Hısarlı'ydı "Kukulat",
Balıkçı Köyü "Zelek", Sivrikale "Tordovat",
"Noğadiha" Karyesi, şimdiki Cumhuriyet,
Örnek Köyü'ydü "Venek", Kuzeyca'ydı "Sürmenat".
Yemişli Köy "İlastaş", Irmakköy "Mamacıvat",
Derebaşı "Çukita", Akmescit'ti "Cacivat",
Elmalı Köy "Kuzika", Darılı'ydı "Aranaş",
Dernekköy "Koskanivat", Derinsu Köyü "Zağnat".
Dağdibi Köyü "Sület", Akbucak'tı "Mermanat",
Uğrak Köyü'ydü "Çingit", Merdivenli'ydi "Melyat",
Boğazlı "Cigeture", Şehitlik idi "Haku",
Kesikköprü "Hudisa", Tütüncüler'di "Talvat".
Yavuzköy'dü "Nohlapsu", Subaşı'ydı "Hacabit",
Bucak Köyü "Açaba", Güneyköy'dü "Avramit",
Zafer Mahallesiyle Kırazlık idi "Bulep",
Ortayol'du "Meleskür", Soğuksu'ydu "Şileyit".
Şimdi Handağı olan "Dadivat" Karyesi var,
Kocaköprü'ydü "Hotri", Aktaş Köyü'ydü "Hunar",
"Kemer" aynen kalmıştır, "Hançkun" olmuş Alçılı,
"Apso" olmuş Suçatı, "Lamgo"da Yücehisar.
Fındıklı idi Viçe, "Merkez" idi "Filora",
Yeni Mahalle "Baçva", değişmemişti "Hara",
Sulak'la İhlamurlu biliniyordu "Zogo",
Meyvalı idi "Canpet", Kıyıcık'tı "Mashora".
"Manastır"dı eskiden Hürriyet Mahallesi,
"Ab-i Hemşin" anılır, şimdi Aslandere'si,
Çağlayan Köyü ise bilinir "Ab-i Ulya",
"Ab-i Sufla" okunur Aksu'nun şeceresi.
"Demilor", "Yeniköy"ün adları aynı kalmış,
"Sümle" bilinen karye Sümer adını almış,
Çınarlı Köyü olmuş, "Çurçeve" denilen yer,
"Bishala"ysa Arılı Köyü diye ün salmış.
"Zuğa Hemşin" bilinen beldede birkaç köy var,
Ortaköy, Ortayayla, Sıraköy ve Ortaklar,
"Nefsi Zugo" karyesi olmuştur Çamlıtepe,
Hemşin'in hudutları uzar Başköy'e kadar.
"Tezina" Akyamaç'a, "Sanova" Nurluca'ya,
"Tepan" Bilenköy olmuş, "Ğomlo" olmuş Yaltkaya,
"Sağırlı" dönüşmüştür Hilal Mahallesine,
"Bodullu" Mutlu olmuş, isim yok "Badara"ya.
Çamlıhemşin'in ismi bilinir "Viçe" diye,
"Canadobra" dönüşmüş Aşağı Şimşirliye,
"Kolona" Zilkale'ye, "Hemşin Baş" Ortaklar'a,
"Vareş" yazlık Köyüne, "Elevit" Yaylaköy'e.
"Guvant" Çayırdüzü'ne, "Sanu"ysa Topluca'ya,
"Komilo" Muratköy'e, "Çinçiva" Şenyuva'ya,
"Livikçakıslı" olmuş şimdi Güroluk Köyü,
Eski "Mekaliskirit" şimdi olmuş Dikkaya.
"Apışho" Köprübaşı, "Sirdenkadan"da Kavak,
Hısarcık Köyü olan "Kale-i Bala"ya bak,
"Kısmanmaliver" denir Yukarı Şimşirli'ye,
"Holco" olmuş kaplıca, "Makrevis" olmuş Konak.
Ey Rizeli Kardaşum iyi öğren bunları,
Ecdadın mekân tutmuş bu mubarek diyarı,
Tarihini bilmenin elbet büyüktür kari,
Geçmişi unutanın iyi olmaz sonları.
                                         alıntıdır....
Kâmil HOŞOĞLU




2.12.18

BU GECE HÜZÜN DOLUYUM



BU GECE HÜZÜN DOLUYUM,
DOKUNSALAR AĞLARIM BEN,
YAŞADIĞIM HÜZÜNÜMÜ,
RABBİM ANCAK BİLİRSİN SEN.....

İÇİMDE FIRTINALAR KOPAR,
SANKİ YER YERİNDEN OYNAR,
HERKES BEN MUTLUYUM SANAR,
RABBİM ANCAK BİLİRSİN SEN.

YALNIZLIĞIM BU GECEYDİ,
İSMİN DİLİMDE HECEYDİ,
NE ACAYİP BİR GECEYDİ,,
RABBİM ANCAK BİLİRSİN SEN....
------------Yazan :::.Hüseyin Acarakçay 14/Temmuz/2015
.........02:08


31.10.18

ŞOFOR VE BİR DUL KADIN


        İran- Irak Savaşında kaybettiği kocasının biriktirmiş olduğu imkânları da çoktan tüketmiş, bir gün aç, bir gün tok yaşar hale gelmişlerdi. Kendi neyse de geride kalan üç çocuk yokluk bilmiyor, acıkınca feryadı basıyorlardı.
Kerkük'ün sokaklarında ise sefâlet kol geziyordu. Kim kime yardım edecek, destek olacaktı?..
İşsizlik yaygındı. Çevresi de perişandı. Bir yanı yıkılmaya yüz tutmuş evceğizinin camından yola doğru ümitsizce bakarken bir taksinin kapının önünde durduğunu, içinden de bir yolcunun indiğini gördü. Demek ki taksi şoföründe az çok para olacaktı. Çünkü müşteri indirmişti. Bütün cesaretini ve ümidini toplayarak evden çıkıp yola koştu. Yaklaşıp direksiyon başında arabasını hareket ettirmek üzere olan şoföre seslendi:
– Sakın beni dilenci falan zannetmeyin. Üç çocuğumla üç gündür aç beklemekteyim. Bu gidişle namusumun lekelenmesinden korkmaya başladım. Allah rızası için yardımda bulunun. Ben açlıktan ölmeye razıyım. Fakat çocuklarımın çığlıklarına tahammül edemiyorum...
Beklenmedik bir anda gelen bu Allah rızası için yardım talebi zaten kıt kanaat geçinen şoförü şaşırtmıştı. Düşünmeye başladı,
Cebinde bir miktar parası vardı var olmasına. Ancak bu parayı aylardır biriktiriyordu. Çünkü taksisinin dört lastiği de eskimişti. Onları değiştirmek için çırpınıyordu. Zaten akşamları eve gelince hanım da devamlı ikaz etmekten geri kal­mıyordu:
- Ne zaman değiştireceksin bu lâstikleri? Birazcık geç kalsan aklıma kötü şeyler geliyor. Acaba bir kaza mı yaptı kabak lastiklerle? diye korku içinde bekliyorum. O an için nefsi ve şeytanı birlik olup vesvese vermeye başladılar:
- Sen zaten zor geçinen kimsesin. Yardım edecek du­rumda değilsin. Bas gaza, git yoluna. Fakat imanı ve vicdanı da sesleniyorlardı:
- Para dediğin şey böyle gün için lâzım olur. Belli olmaz. Allah'ın rızasının nerede olduğu. Biriktirdiğin parayı bu muh­taç hanıma vermelisin. Tam yeridir!
Nihayet nefsini ve şeytanını yenmiş, cebindeki parayı tümüyle uzatarak:
- Al bacım, sen namusunla yaşa. Bu para bir müddet idare eder. Sonrasına da Allah başka sebepler yaratır demiş, minnet etmemek için de hemen gaza basıp oradan uzaklaşırken, kadının:
- Sen benim ihtiyacımı karşıladın, Allah da senin ihti­yacını karşılasın., duasını duymuş, gün boyunca kulaklarında çınlayan bu duaya hep (amin) deyip durmuştu. Akşam eve gelince beklediği soruya yine muhatap oldu:
- Hâlâ değiştirmemişsin arabanın lâstiklerini? Adam, hiçbir şey hissettirmeden:
- Bir lâstikçiyle anlaştım. Yeni lastikler gelince hemen değiştirecek., diyerek geçiştirdi.
Bu geçiştirme işi birkaç gün devam ettiği için bir akşam yine eve gelirken iyice sıkılmış, bu defa ne diyeceğim diye düşünürken hiç beklenmedik bir durumla karşılaşmıştı.
Hanım bu defa kendisine adres yazılı bir kâğıt uzatmış, sonra da şöyle demişti:
- Bugün lâstikçi geldi, şu adresi verdi. Yarın bana gelsin lâstiklerini değiştireceğim, deyip gitti. Al bu adresi, dedi.
Belli etmemişse de bunun izahını yapamamıştı. Çünkü böyle bir lâstikçi ile konuşmamıştı. Merakla sabahı bekledi.
ilk işi kâğıttaki adrese gitmek oldu. Garipliğe bakın ki tamir­ciyi hayatında hiç görmemiş, buraya hiç gelmemişti. Elindeki kâğıdı uzatınca bir şaşkınlık iki tarafta da yaşandı. Adam:
- Sen o musun, deyip boynuna sarıldı, başladı hıçkıra hıçkıra ağlamaya. Sonra da şöyle devam etti:
- Tam üç gündür Resûlullah Aleyhisselam rüyama giriyor ve bana, "şu adresteki şoförün lâstiklerini değiştir, ücret olarak da benim şefaatime nail ol" buyuruyor. Allah için söyle. Sen ne türlü bir İyilik ettin, nasıl bir hayır dua aldın ki, Resûlullah Aleyhisselam üç gündür beni İkaz ediyor, senin lâstiğini değiştirmem için beni vazifelendiriyor?
Kaynak:İbrahim Refik,Hâdiselerin İbretli Dili, Albatros Yayınları, İstanbul 2000, s.50
”BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞIR MISIN ?OKUDUĞUNUZ KISSALAR İÇİN LÜTFEN YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN...SAYFAMIZ HAKKINDAKİ OLUMLU VE YA OLUMSUZ GÖRÜŞLERİNİZİ YORUM KISMINDA BELİRTİRSENİZ MEMNUN OLURUZ..YAPILAN HER YORUM BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR........... ((( ALINTIDIR YAŞANMIŞ BİR HİKAYEDİR.))

29.10.18

ESKİ HATIRALARDAN

ESKİ HATIRALARDAN
ESKİ HATIRALARDAN

ESKİDEN ÇEŞELERE YAZI YAZARDUK YAZI,
ŞİMDİKİ BU EVLERDEN ÇOK AZ KALDI BİRAZI.


YAKARDUK BU LAMBAYI DERSİMİZİ YAPARDIK,
FAZLA GAZI BİTMEDEN ÇOK ERKENDEN YATARDUK.

ESKİDEN BU EVLERDE,NE GAM VARDI NE TASA,
İDARELİ YAKARDIK,YARISI KALSIN YAZA..

HE GECE KIŞVAKTİNDE LAĞUS SOYARDUK LAĞUS,
YAZIN ORMANLARINDA ÇOK VURURDİ KILAVUZ...

SOĞUK NERDE GEZERDİ,SICAKTI EVLERUMUZ,
YENİ NESİL NEBİLİR,O BİZİM ÇEKTUĞUMUZ..

GELURDİ ÇARŞILARA,SATILURDİ GAZ YAĞI,
BİRDE AKLUMA GELDİ,YEDİĞİM VİTE YAĞI..

DEDEM KIZARDI BİZE,OTURURDUK GEÇ VAKİT,
SABAH OLDUMU HEMEN,ÇEŞEYE VURUR TIK,TIK.

KİMİNUN ÇEŞELERİ,RESİM DOLİDUR RESİM,
ŞİMDİ ÇOK ÖZLEYİRUM,GELUR BENUM GÖRESİM...

ZAMANE ÇOCUKLARİ NE BİLUR BİZ NE ÇEKTUK,
GİTTUK GURBET ELLERDE,BU ZEVKLERİ UNUTTUK...

NE ÇOCUĞA YAŞATTUK,NEDE BİZ RAHAT ETTUK,
BİRER,BİRER GURBETTE BU EVLERİ TERK ETTUK...

................................. Yzn:.. 25 EKİM 2016- Hüseyin Acarakçay.


18.10.18

İLK AŞKIM VE İLK GÖZ AĞRIM. ( HEP ÖZLEYECEĞİM )


İLK AŞK İLK GÖZ AĞRIM....BİRİCİK EŞİM;(Gülü’me) mektup:
..... Ey benim canımın içi Güzel bakışlı Ömrümü ömrüne veremediğim güzel kadınım.8 Aralık 2014 Mevsim KIŞ soğuk bir ARALIK ayında aramızdan ayrılıp ebedi istirahatgahına çekilişinin 3.ci seneyi devriyesindeyiz 4.cü yıla gireceğiz bu gün..Tam 3 yıl doluyor Doldu..Acın,Hüznün,,daha o günkü gibi hafızalarda taa şuracığımda,acılar içinde bizi bırakarak gittin.Gittin hemde öyle bir gittin’kii; her tarafı yakıp gittin benden..
... Canımın İçi (Gülüm): Göz yaşının değmediği bahçede Aşk yeşermiyor.Başbaşa kaldığımız dertleştiğimiz o hastahane odalarına sadece konuştuğumuz acı tatlı seslerimiz duvarlarda gizlenmiş duruyor gibi.O gün Bu gün; hastahanelere bile gidemiyorum..Sanki Her taraf anılar ve resimlerle dopdolu hatıraların kulaklarımda yankılanacak hissini uyandırıyor bende. Biliyorum Son zamanlarda gözünde yaşlarla bana seslenişin ve o söylediğin sözler hep aklımda; hiç gitmiyorki......
.... Eğer’ki Vucüdum dan her hangi bir organım doktorlar tarafından istenilsey’di tereddütsüz sana vereceğimi sen biliyordun...Hep korkunların vardı ,Hastalığın boyunca; Ya bu adam beni bırakıp giderse...Bilemiyorum her kadında böyle bir his olurmu ? Oysa gördün; son ana kadar,son nefesine kadar ,hep yanındaydım. Aylarca başbaşa hastahane köşelerinde senle birlikte.Son sözlerin bana şu oldu:: Canımın içi ( HÜSOM) dedin. Senin; bir erkek olarak bana bu kadar hizmet edeceğini,benimle ilgileneceğini, hastahane köşelerinde ameliyatlarımda bu kadar benimle kalacağını,tahmin etmiyordum...Şimdi ve şimdiden sonra’da Sana olan eşlik haklarımın Tümünü helal ediyorum...Son sözlerin bana bu oldu. benimde sana hakkımı helal ederek ordan sonra hiç ama hiç bir kez daha sesini çıkarmadın ve sustun...Bakışlarınla kaş göz haraketlerinle onaylıyordun herşeyi..büyük kızımız Melek sana sormuş’tu babam çok zamandır yanında kalarak bunaldı bir akşam eve gitsinmi sorusuna başını sallayarak hayır deyişin gitmesin,beni bırakmasın.. sonra sözlerinin sonu oldu ....
BEN SENİ ÜÇ GÜNDE SEVMEDİM’Kİ GÜLÜM, DİLE KOLAY TAM 34 YIL BİR BİRLİKTELİK VAR ..BEN SENİ AYLARA,YILLARA ,AY'I GÜNEŞİ SARIP BEKLEDİM ..!! __geceye gündüze seni ekledim ..!!___ GECE OLDU AY DÜŞTÜ , sen düşüme, ben sana düştüm ..!BEN SENİ ÖYLE SEVDİM Kİ GÜLÜM; SENİN ÖLDÜĞÜN GÜN BENDE ÖLDÜM. !!!!___BEN SENİ ÖYLE SEVDİM Kİ GÜLÜM; TOPRAĞINI ÜSTÜME YORGAN BELLEDİM ..!!.Mekânın cennet olsun canımın içi Cennet gözlüm Gülüm benim. Allah Gani gani rahmet eylesin.. Yattığın yerler nurla dolsun.. BİR TANEM.. https://www.youtube.com/watch?v=ijyenDLmYYA ............... http://youtu.be/ej98vIPXfv8
............................Yzn:Hüseyin Acarakçay// Yalnız Adam..08 Aralık 2015- birinci yılın dolduğu gecede yazılmıştır. anılarımı tazelerken Güncelleme yapılmıştır..